16.11.2012

..: After Hours (1985) :..


Bir gecede değişir her şey... "Bir erkek bir kadının peşine düşerse başına en kötü ne gelebilir?"in cevabı, Scorsesi imzalı After Hours...

Daha çok suç ve mafya filmleriyle bilinen ünlü yönetmen Martin Scorsese’nin 85 yılında çektiği senaryosu Joseph Minion’a ait olan After Hours, monoton hayata sahip bir adamın tesadüfen tanıştığı kadın yüzünden tek gecede yaşadığı değişimi ve Kafka ile Bunuel arasında gidip gelen garip yolculuğunu konu alan; içinde resimden heykele, müzikten edebiyata, punktan caza kadar pek çok sanat dalı ve akımınının da yer aldığı eşsiz bir kara komedi. Bu yapım aynı zamanda stüdyoların "uğursuz" gördüğü ayın 13'ü cuma günü yayınlanan tek Martin Scorsese filmi...

KONU
Tüm günü bilgisayar başında geçen bir ofis çalışanı olan Paul, bir akşam bir kafede Henry Miller’ın “Yengeç Dönencesi” adlı kitabını okurken, Marcy adında bir kadınla tanışır ve Paul’ün okuduğu roman üzerine bir sohbete girişirler. Marcy, romandan bir alıntı yapar ve “Bu bir kitap değil, uzun tutulmuş bir hakaret. Sanatın yüzüne ağız dolusu tükürük” der. İşte Miller’ın kaleminden çıkan ve Rosanna Arquette’in ağzından dökülen bu diyalog, “After Hours / Geç Saatler”in asıl meselesinin de startını verir.
Sıradan yaşamını bir kenara atma ve tanıştığı bu kadınla birlikte olma hayaliyle kendisine çok yabancı bir ortam olan New York Soho’ya adım atan Paul’ün, bu sanat ortamı içerisinde başına gece boyunca türlü türlü bela gelecek, linç edilmenin ucundan dönecek ve sabahın ilk ışıklarıyla da kendini yine o nefret ettiği iş yerinin kapısının önünde bulacaktır. Yaşadığı bu kabus gibi gece, en nihayetinde sanat ve onun algılanış şekilleri üzerine bir tartışmayı da hedef alır niteliktedir.

NEDEN İZLEMELİSİNİZ?
- Paul'ün Berlin Kulüp'teki fedai ile yaptığı Franz Kafka'nın "Before The Law" undan alıntı diyalogları için
- Kara komedinin en başarılı örneklerinden biri olduğu için.
- Cannes Film Festivali’nden En İyi Yönetmen ödülüyle döndüğü için.
- Scorsese’nin hem bir anlatım ustası hem de biçimci bir yönetmen olarak tüm maharetlerini sergilediğini görmek için.
- Martin Scorsese’yi dans pistine ışık tutan adam rolünde izleyebilmek için.

BU FİLMİ SEVEN BUNLARI DA SEVER
- Midnight in Paris
- Blue Velvet
- One Night at McCool's
- Just One Night
- Cul-de-sac

Hiç yorum yok: