My Friend Of Misery: ..: Beetle Juice (1988) :..

Beetlejuice !!! Beetlejuice !!! Beetlejuice !!!

Tim Burton severler çok iyi bilirler ki, Burton filmlerinin birçoğunda farklı olanın dışlanması temasını barındırır. Bu temayı kullanmasının nedenlerinden en önemlisi de, çocukluğunda kendisinin de bu duyguyu iyi yaşamış ve hissetmiş olmasıdır. 1990 yılının filmi olan Edward Scissorhands' de başarılı yönetmen bu duyguyu makas elli bir çocuğu bize tanıtarak, onun kendi hayatında yaşadığı olumsuzlukları, aşkını, soyutlanışını, alışılmadık ve de esprili bir bakış açısıyla bizlere sunmuştu. Bu filmden önce yani 1988 yılında ortaya çıkardığı Beetle Juice yani Beter Böcek'te ise Burton, birbirine yabancı iki ayrı toplumun çatışmasına eğilmiş, kendi farklılıklar dünyasının kapılarını bize biraz daha aralamıştı.

Belki de çoğumuzun çocukken izlediği ve adını üç kere söylersek geleceğini sandığımız bu yüzden o zamanlar adını sadece iki kere söyleyebildiğimiz, bize ölüler dünyasının ne kadar eğlenceli olabileceğini gösteren, zamanında day-o day-ay-ay-ooooo diye şarkısını bıkmadan söylememize neden olan, Winona Ryder'ın Lydia karakteriyle kimilerine çocukluk aşkı yaşattığı, yıllar sonra tekrar izlediğimizde bile müthiş bir zevk almamızı sağlayan, Tim Burton'un zekasına hayran olmamıza neden olan bir filmdir Beter Böcek...

Sıradan bir kasabalı çift olan Barbara (Geena Davis) ve Adam (Alec Baldwin) , henüz bir trafik kazasına kurban gittiklerinin farkında değillerdir. Bu gerçekle yüzyüze gelmeleri, evlerinin başka bir aileye satılmasıyla gerçekleşir. Korku içinde kendilerini tavan arasına kapatan karı-koca, kısa zamanda "hayalet" olduklarını kavrar ve birbirinden tuhaf bireylere sahip bu yeni aileyi kaçırmak için bildikleri tüm yöntemleri uygulamaya başlar. Ama yeni gelenler çetin cevizdir. New York'un karmaşasından kaçmak için taşraya taşınan yazar Charles (Jeffrey Jones), "farklı" görünmek adına her türlü çılgınlığın peşinden koşan, huzursuz ve huysuz yapısıyla olduğu kadar yaptığı anlaşılmaz heykeller ile de bir "modern sanatçı" karikatürü oluşturan karısı Delia (Catherine O'Hara) ve babası ile üvey annesinin dikkatini çekmek için ne yapacağını şaşırmış, ölüm saplantılı Lydia (Winona Ryder)...

Barbara ve Adam'ın denediği hiçbir korkutma yöntemi bu tuhaf aileyi kaçırmaya yetmeyince, kapısı çalınacak tek bir kişi kalır; ölüler diyarının illegal "sorun çözücü"sü Beter Böcek... Yalnız bu "sorun çözücü"yü çağırmak biraz tehlikelidir. Çünkü Beter Böcek denilen bu adam oldukça garip ve bir o kadar da korkutucudur. Onu çağırmak için adını üç kere söylemek gerekmektedir ve adını üç kere söylediğinizde artık herşey için çok geç olmaktadır. Barbara ve Adam, evlerindeki "ötekiler" yetmiyormuş gibi, bir de yer altının garip yaratıkları ile baş etmek zorunda kalırlar, nihayetinde zorlu bir mücadelenin ardından evin yeni sahipleri ile doğru bir iletişim kurmayı başarabilirler. Aslında bunun yolu oldukça basittir. Önyargıları bir kenara bırakıp, birbirlerini dinlemek, anlamak ve olduğu gibi kabullenmek...

Burton, iki aileyi yaratırken klişe korku nesnesi olan Barbara ve Adam'ı normale en yakın biçimde resmetmiş, hikayenin "yaşayanlar" cephesine ise birbirinden uçuk tiplemeler yerleştirmişti. Bu tabloya bakınca kimin kimden korkması gerektiğini çıkarmak güçtü. Ölüler diyarı ise, tam anlamıyla bir yeryüzü parodisiydi. Bürokrasinin son derece ağır işlediği, "ilgililerin bilgisiz, bilgililerin de ilgisiz" olduğu sıradan bir yerdi burası. Ve elbette ki iki dünyayı birbirine bağlayan, sorunları çözmekten çok işleri daha da karıştırmaya odaklı, seks düşkünü, ağzı bozuk ve kural tanımaz Beter Böcek'i de unutmamak gerekiyordu...

Eğlenceli senaryosu, Burton'a özgü incelikleri içeren set tasarımı, başarılı oyunculuklar sergileyen mükemmel kadrosuyla Beter Böcek tüm zamanların en sevilen fantastik komedi filmlerinden biri olmayı başarmıştır. Bu film sayesinde büyük bir üne kavuşan Tim Burton aynı zamanda ileride her filminde beraber çalışacağı besteci Danny Elfman ile tanışmıştır.

The Banana Boat Song (Day-o)

Day-o, Day-ay-ay-o